Değişen dünya koşulları ve özellikle ilerleyen teknoloji ile birlikte bilgiye ulaşmak iyice kolaylaştı. İnsanlar kendi fikirlerini artık herhangi bir şekilde alışılagelmiş kurumsal yapılara ihtiyaç duymadan birbirleriyle ve toplumun diğer üyeleriyle rahatlıkla paylaşabiliyorlar. Bu durum bazı avantajlar ve dezavantajlar yaratıyor. Enformasyonun bir kavram olarak ifadesini bulması bir tür bilgi kirliliğini tetikliyor. Daha çok tartışma ortamı ve paylaşım kanalı açılmış olmasına rağmen, ortalıkta gezinen fikirleri disipline etmek ve çeşitli argümanlar arasındaki bağlantıları kurmak gittikçe zorlaşıyor. Böylelikle hızla değişen gündemlerin karşısında tarihsel momentleri kaçırmak, konuları unutmak mümkün olabiliyor; bazen de bir konunun üzerine yeterince gidilemeden, o konu gündemden düşüyor.
Özellikle toplumun birçok kesimini yakından ilgilendiren olaylarda önemli ayrıntıların bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde gözden kaçırılması toplumsal gelişme açısından ciddi bir kayıp yaratıyor. Bir anlamda aydınların, entellektüellerin ya da adına ne dersek diyelim, kendi yaşamları ile toplumsal hayat arasında doğrudan ilişki kurma kaygısı güden insanların daha çok bilgiyi, olguyu, fikri takip etmeleri, kendi çalışma ve ilgi alanları dâhilinde belirli filtrelemeleri kendileri yapmaları gerekiyor. Bu nedenle bazı fikirlerin çok daha hızlı bir şekilde topluma ve çevreye aktarılmasının gerekliliği, kanalların ya da zeminlerin bireysel çabalarla oluşturulmasına doğru giden bir süreci zorluyor. Bu durum bir anlamda siyaset, felsefe, sosyoloji ve diğer disiplinlerle birlikte toplumsal kültür açısından da yeni bir durum yaratıyor. Artık toplumda neredeyse bütün bireylerin toplumsal süreçlerle ilişki kuruş biçiminde geleneksel kurumlara (dernekler, partiler, çeşitli disiplinlerle ilgili olan yayınlar) ilk elde doğrudan ihtiyaç duymaması, başka türlü kendi ifade etme kanallarının ivedilikle açılmasını gerektiriyor. Örnek vermek gerekirse, eskiden politika yapmak ya da güncel siyasete müdahalede bulunmak için görüş ve inanç birliği yapmış insanlarla bir araya gelmek; fikirlere toplumsal hayatta bir karşılık bulmak için, kurumların yarattığı geleneksel ilişkilerin içine girmek ya da kimi zaman ekonomik zorluklara katlanmak gerekiyordu. Oysa bugün fikirleri iletmenin pek çok kolay ulaşılabilir yolu var. Bu durum entelektüel süreç açısından bir takım zorluklar taşısa da, paylaşım kanallarının ve zeminlerinin daha hızlı ve az maliyetle açılıyor olması, aynı tarzda düşünen kurumların ya da insanların çok daha kolay bir şekilde bir araya gelmelerini sağlıyor.
Özellikle toplumun birçok kesimini yakından ilgilendiren olaylarda önemli ayrıntıların bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde gözden kaçırılması toplumsal gelişme açısından ciddi bir kayıp yaratıyor. Bir anlamda aydınların, entellektüellerin ya da adına ne dersek diyelim, kendi yaşamları ile toplumsal hayat arasında doğrudan ilişki kurma kaygısı güden insanların daha çok bilgiyi, olguyu, fikri takip etmeleri, kendi çalışma ve ilgi alanları dâhilinde belirli filtrelemeleri kendileri yapmaları gerekiyor. Bu nedenle bazı fikirlerin çok daha hızlı bir şekilde topluma ve çevreye aktarılmasının gerekliliği, kanalların ya da zeminlerin bireysel çabalarla oluşturulmasına doğru giden bir süreci zorluyor. Bu durum bir anlamda siyaset, felsefe, sosyoloji ve diğer disiplinlerle birlikte toplumsal kültür açısından da yeni bir durum yaratıyor. Artık toplumda neredeyse bütün bireylerin toplumsal süreçlerle ilişki kuruş biçiminde geleneksel kurumlara (dernekler, partiler, çeşitli disiplinlerle ilgili olan yayınlar) ilk elde doğrudan ihtiyaç duymaması, başka türlü kendi ifade etme kanallarının ivedilikle açılmasını gerektiriyor. Örnek vermek gerekirse, eskiden politika yapmak ya da güncel siyasete müdahalede bulunmak için görüş ve inanç birliği yapmış insanlarla bir araya gelmek; fikirlere toplumsal hayatta bir karşılık bulmak için, kurumların yarattığı geleneksel ilişkilerin içine girmek ya da kimi zaman ekonomik zorluklara katlanmak gerekiyordu. Oysa bugün fikirleri iletmenin pek çok kolay ulaşılabilir yolu var. Bu durum entelektüel süreç açısından bir takım zorluklar taşısa da, paylaşım kanallarının ve zeminlerinin daha hızlı ve az maliyetle açılıyor olması, aynı tarzda düşünen kurumların ya da insanların çok daha kolay bir şekilde bir araya gelmelerini sağlıyor.
Bir tartışmada farklı disiplinlerden gelen kişilerin düşünceleri ya da farklı okumalar sonucunda elde ettikleri bakış açıları olumlu etkiler yaratsa da, düşüncelerin anlık olarak ifade edilmesi ve akacak mecra bulamayışı, bu fikirlerin neticede uçup gitmesine neden oluyor. Bu yüzden fikirlerin ifade edilmesi ve başka fikirlerle diyaloğa girmesi önemlidir. Böylece düşüncelerimize bir çeki düzen verebilir, her gün değişen gündemlerin içinde kaybolmaktansa onları bir yerden yakalayıp müdahale etmenin yollarını arayabiliriz.
Düşünce diyalojiktir,
başka fikirlere dokundukça çoğalır...
0 yorum