Julian Assange
“Yeni bir dünya göreceğiz. Küresel tarih yeniden yazılacak”
2006 yılında kurulan Wikileaks'in yükselttiği bu iddianın tarihe "altın harflerle yazılması" isteğine binaen spotu altın sarısı tonlarına çektim!
İddiaların gücüyle birlikte beni etkilediği gibi birçok insanı etkileyen de, teknolojik araçların sunduğu yeni direniş olanakları olsa gerek. Günlük sohbetlerde de sıkça rastlıyorum buna. Teknoloji karşıtlarına karşı bir savunma mekanizması olduğuna dair iç kanaatimle de birlikte; teknolojinin kendisinin bir zararının olmadığı, bundan ziyade bu araçların kimin elinde olduğunun belirleyici olduğu yönünde savlar bunlar. Wikileaks'in açıklayacağını tüm dünyaya duyurduğu yeni belgelerle birlikte, bu savın savunucuları, kendilerinden artık daha bir emin olacaklar sanırım!
J.C Scott, Tahakküm ve Direniş Sanatları adlı kitabına; "Akıllı köylü, büyük efendinin karşısında yerlere kadar eğilir; ama sessizce osurur." Etiyopya atasözüyle başlar. Scott'ın "altpolitika" olarak belirlediği bu tutum; ezilenlerin iktidarlara karşı bir oyunudur. Ezilen'in bu saklı tutumunu, "pratik direnişin ikamesi" olarak gören entellektüellere; "ezilenlerin neyin ne olduğunu bildiğini, mevziler kazanmak için bu özel oyunu oynadıklarını" söyler. Scott'ın bu kitabının tanıtımı; "Tarih artık sadece kazananların yazdığı bir şey değil." sözüyle biter.
Hacker'lıktan gazeteciliğe terfi etmiş bu soğukkanlı, zeki ve aynı zamanda cesur adam; farklı tarih yazım olanaklarının da ışığını saçıyor üzerimize! Etiyopya'lının yaptığını, tarihsel şartların teknolojik olanaklarının verdiği imkanlarla da birleşik olarak, artık daha alenen yapıyor ve "osuruğunun yönünü iktidara çeviriyor! Geçmişi üzerine internet ortamlarında tonlarca yazı var. Vietnam Savaşı karşıtı bir gösteride tanışan anne ve babanın medar-ı iftiharı "haymatlos" Julian Assange'ın yaşını bile doğru dürüst bilen yok. 37, 39 yaşında dedikoduları dolanıyor... "Piç kurularını tahmin yürütmek zorunda bırakmayı tercih ediyorum." "küstahlığını" dillendirmekten de ince bir zevk aldığı kesin! Bilgisayar ortamlarının "Speedy Gonzales"i, sonradan gazeteci Julian Assange,ın radikal demokrasi söylemini öne çıkardığı "Yönetişim olarak Komploculuk" adlı bir de manifestosu var. Bu başlığın komploculuk kısmı bana, geçenlerde sağolsun "basit devrim tarifleri"ni bizimle paylaşan, bir zamanlar Manchester United takımında top kovalamış agresif futbolcu Eric Cantona'yı da hatırlattı. Efsane Fransız Cantona, emeklilik reformuna isyanın yükseldiği Fransa'da, isyancılara: "Toplu halde paralarınızı çekin, bankaları çökertin!" diye sesleniyordu. "Halkı isyana teşvik" etmekten gocunmayan bu "güzel adamların" pırıltısı bana bir de Yıldırım Türker'i hatırlattı. Gözümde - bahtı benzemesin - bizim Ulrike Meinhof'umuz olan Yıldırım Türker de geçenlerde, gözünüze çarpmışlığı vardır, "Ekşi küfür, sası mizah" başlıklı bir yazı kaleme almıştı. Yazısında, Aristotales'ten Oscar Wilde'a kadar birçok zeki adama ve onların mizahta yakaladığı inceliğe göndermeler yapıyor; bizim Oktay Ekşi’nin ‘analarını satanlar’ kalınlığından ve dahasından dem vuruyordu... Devrimlerimizin bizim toparaklarımızdaki "kalınlığına" bakıp da hicap duymamak da ayrı bir derdimiz bu arada. Devrim tahayyülünün bizzatihi ince bir mizah olduğu kanaati bende iyice pekişmişken, entellektüelinden devrimcisine "brutalist anal regresyon" (bu zorlama kavram için bağışlayın-mecburdum!) halet-i ruhiyesini etimizde kemiğimizde hissetmenin fetreti "eeeh yeter" dedirten bir mealler almış durumda...
Yukarıda zeki adamlardan zincirleme isim tamlaması kurma çabam, tarihi artık sadece kazananların yazdığı bir şey olmaktan çıkarma azminin, yeni olanaklar üzerine düşünmekten yeni pratikler yazmak üzerine evrilmesine (Bkz. Marx 11. Tez!) olan isteğimden kaynaklanıyor! Bakınız Avustralyalı bir adam çıkıyor, zekası ve yetenekleriyle birleşik bir mücadeleyi örgütlüyor. Dünyanın önemli bir kesimi de bu adam ne söyleyecek diye ona bakıyor. Aynı yerde sürekli yaşayamayan bir adam bu. Hayır, adamı yakalasalar da başlarına bela olacağı açık. Öyle insanlar var, malumunuz, ölüsü de dirisi de adeta başa bela olan! Mükemmel bir ışık kaynağı olarak Julian Assange'ın sağladığı aydınlık ya da yarattığı yaşam alanının diyeyim , insanın gözünü kör edecek kadar çarpıcı, derin nefesler aldıracak kadar ferahlatıcı olduğu kuşkusuz. Hadi bir de zekasından şüphe etmediğimiz Başbakan Tayyip Erdoğan'ın üzerinden ünlü şair Halil Cibran'a gönderme yapalım da tam olsun! Lübnan'da Ortadoğu'ya demokrasi dersi verirken Erdoğan, Cibran'ın: "Sırtını güneşe çevirirsen, gölgenden başka bir şey göremezsin." sözünü aktardığına tanık olduk. Sözün doğruluğu şüphesiz; yönümüzü Wikileaks'e dönme gerekliliği de... Wikileaks'in metodolojisinin, belgelerinden daha çok konuşulacağı bir dönemi de yaşayacağımız kanaatindeyim. Burada ve tüm ortamlarımızda bunun sohbetlerinin gelişiminin yaşamımıza kaydadeğer katkılar sağlayacağı da açık... "Yeni bir dünya görme" umudunu paylaşanlar, yönlerini Wikileaks'e dönebilirler. Çarpıcı ve ferahlatıcı bir duş sizleri bekliyor...
28 Kasım 2010 17:18
ABD DIŞ İŞLERİ BAKANLIĞI'NIN RİCASI:
LÜTFEN YAYINLAMAYIN! :)
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1030563&Date=28.11.2010&CategoryID=81
28 Kasım 2010 17:47
James C. Scott'un (herhalde aynı adamdır) daha önce, Devlet Gibi Görmek kitabını okumuştum. Bahsettiğin kitabı duymuş ama okumamıştım. Ayrıntı Yayınlarından çıkan kitabın baskısı da tükenmiş zaten (http://www.idefix.com/kitap/tahakkum-ve-direnis-sanatlari-gizli-senaryolar-j-c-scott/tanim.asp?sid=L4TJ8YOBIT2V8VTQUHMX)
Wikileaks olayını ben de merak ve heyecan içinde takip ediyorum. Adamlar belgeleri torrente bile vermişler. Bir açıklamayla birlikte bu dosya için bir kod vereceklermiş (https://thepiratebay.org/torrent/5723136/WikiLeaks_insurance). Bu sefer ki açıklamalarda Türkiye'nin de olacağı söyleniyor. Aslında Türkiyeyle ilgili bir bölümü biz çevirsek ne güzel olur.
28 Kasım 2010 17:56
Çeviririz yaaa noolcek(?)! Hallederiz! :) Sen mutaalist'e bırak o işi! İki dakkada canını çıkarır alimallah!:) Sana güveniyorum yorumcan mutaalist; mahcup etme beni!
Selametle :)
Not: J.c Scott aynı adam, güzel yazıyor. Sahaf camiasında rastlamış, paraya kıymıştım. Tavsiye edilmez, olunur! Sırasında...
28 Kasım 2010 19:42
Yazıda geçen "brutalist anal regresyon" yaftalamasına(!) açıklık kazandırmak için Ünsal oskay'dan yaptığım derlemeyi de ekliyorum fakat uzun yazıları bu yorum kısmı kabul etmediği için peşi sıra aktaracağım:
Brutal (brutalizm) : Kabalık, incelmemişlik cehaletle birlikte ortaya çıkan ilkellik ve zalimlik niteliğini taşıyan. Düşünce yeteneği gelişmemiş, bilgisiz kalmış, eblehleştirilmiş, kabasaba insan durumuna indirgenmiş kişilerde görülen içgüdülerine, hayvansal itkilerine ve duyularına göre yaşama biçimi. Bu tür kişilerdeki şiddete yönelme, zalimlik. Psikolojik olarak, toplumsal yaşamında kendini güvenli içinde hissetmeyen; toplumsal konumunu beğenmeyen, bunu insanca yollardan değiştirmeyi düşünemeyen, beğenmediği toplumsal konumunun yalnızca kendi kabahatinin sonucu olmadığını anlayamayan, bütün bu nedenlerle kendinden yüksek statülerdeki kesimlerdeki insanların önünde eziklik duyan, kendine benzer konumdakilere karşı ise zulüm etmeyi seven kişi. Modern toplumlarda üretim süreçleri rasyonelleştikçe, emeğin düşünsel yeteneğinin geliştirebilmesine önem verilmesinin gereksiz sayılması sonucunda “niteliksiz işgücü” kesimlerinde “kabalaşma, düşünsel yönden gerileme ve şiddet tutkunu olma” gibi özelliklerin belirdiği görülmektedir. Max Horkheimer gibi çağdaş bir düşünür, “her türlü şiddetin kaynağında yaşanmamış bir yaşam bulunur.” sözleriyle bu görüşe katılıyor. Toplumsal yaşamı bu kesimlerin reel-bilincine uygun “basmakalıp” formülalar içinde yansıtan; hatta, basitleştirip bir “şablon” gibi veren seri radyofonik piyeslerin, televizyon dizilerinin toplumun alt-kesimlerinde şiddete yöneltici etkilerde bulunacağını ileri sürenler de açıklamalarında bu görüşe dayanmaktadırlar. Freud’çu açıklamalara göre de, toplumsal yaşamda edilgenleşen kesimlerde, thanatos (ölüme meftun olma) içgüdüsü ağır basmaktadır.
Yaşam’a engel koyan bir reel-yaşam, narcisisizme, anal regresyona, sado-mazoşistik anormalliklere sürüklemektedir. Modern toplumda bürokratikleşme, güdümleme (manipülasyon) ve sistem açısından araçsallaştırılmış rasyonalizasyon arttıkça, bu tür anormalliklerin yalnızca alt toplumsal kesimlerde değil, en yukarılardaki kariyer sahibi kesimlere kadar yaygınlaştığı da anlaşılmaktadır. Ticari sinemada vamp kadın’ın ortaya çıkışını; sıradan insanlar için yazıp yayınlayan Mayk Hammer’lerin yanısıra, en yukarı düzeydeki yönetici sınıflar için de James Bond öykü ve filmlerinin yapılmasını; erotik yanları gitgide zayıflaya ve sado-mazoşistik şiddet’i cinselliğin yerine ikame eden porno öykü ve filmlerinin yaygınlaşmasını kimi sosyal bilimciler toplumsal sistem karşısındaki edilgenleşmenin en üst kesimlere kadar yaygınlaşmasına dayandırmaktadırlar.
(devamı sonraki yorumda!)
28 Kasım 2010 19:44
(Önceki yorumun devamı...)
Brutal (Brutalizm):
Eşitsizliği ve yabancılaşmayı kendine temel almış toplum ilişkilerindeki “paternalistic mentor” denen kurumlar ya da bu kurumlardaki rolleri icra eden görevliler için de aynı açıklamada bulunanlar vardır. Bu denetim kurumlarının amacı da insanın ancak özgür topluluk ilişkilerine erişebildikçe doyuma kavuşturabilecek olduğu doğal yanını örselemektir. Bu doğal yanımızı (insanal yanımızı) özgür insan ilişkilerine geçmekten bizi alıkoyarak, düz anlamda “hayvanal” düzeyde bir doğallık olarak doyumlamamızı istemektedir bu kurumlar. Robin Wood gibi bazı çağdaş sinema eleştirmenlerine göre, bu nedenledir ki, özgür insan ilişkilerine erişemeyen çaüdaş toplumlardaki bazı kesimlerde, baskılanmış bu doğal yan, bir noktadan sonra, örselenmiş ve hasta bir biçimde yeniden hayata dönmektedir. Fakat bu durumda, sado-mazoşistik, nihilistik ve yaşam düşmanı bir zalim, bir yıkıcı, örtük, (latent) eşcilliğe sürüklenmiş bir cinsel hasta olarak. Greenberg’e göre, orta yaş grubundan “latent impotent” sine-manyakların müşterisi olduğu şidet ve pornografi filmlerinin son on yıllarda çoğalması da aynı olguyu yansıtmaktadır. John Travolta’nın filmleri üzerine bazı incelemelerde ise doğru dürüst eğitim olanağına kavuşamamış, iyi bir iş’e sahip olamamış, tüketime yarışmacı toplum ethic’ine kendini gereğinden fazla açmış bulunan alt kesimlerin gençlerinde bile aynı durum görülmektedir. Toplumsal beklentilerin sürekli boşa çıkması, toplumsal edilgenleşmenin yoğunlaşması, eros’un (yaşama ve yaratma gücünün) zayıflaması sonunda, bu kesimlerden genç insanlarda da cinsel iktidarsızlık, kendini hiçleştirme ve şiddete yönelme eğilimlerinin ortaya çıktığı görülmektedir.
28 Kasım 2010 19:45
Anal Regresyon :
Yetişkin yaştaki kişinin, toplumda etkin bir birey durumuna gelememesi ve bunun yarattığı ruhsal sorunlar üzerine, 1-2 yaşlarının ilk çocukluk yıllarındaki “anal devreye” dönme eğilimi göstermesi. Theodor W. Adorno’nun Los Angeles Times gazetesinin “yıldız falı” sütununa sık sık mektup yazan kişilerin sorunları ve bu sütünda kendilerine verilen yanıtların içerik çözümlemesine dayanarak söylediğine göre, toplumsal konumlarından kendilerinden hoşnut olmayan bu kişilerde “anal regresyon” eğilimi sanıldığından daha yaygın görülmektedir.
28 Kasım 2010 20:03
Wikileaks Çökertildi! haberi dolanıyor...
Wikileaks'in metodalojisi belgelerini aşacak! Yeryüzünün lanetlileri yeni silahlarını kuşanmanın coşkusuyla taşacak! :) Yupppiii :))
http://www.skyturk.net/wikileaksin-sitesi-cokertildi/
28 Kasım 2010 20:10
Wikileaks Çökertildi haberlerinin devamı; bu sefer Radikal'den...
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1030563&Date=28.11.2010&CategoryID=81
28 Kasım 2010 20:12
Son durumla ilgili bir haber de NTV'den:
http://www.ntvmsnbc.com/id/25154836/
28 Kasım 2010 20:30
Belgelerin şehirlere göre dağılımı: http://www.guardian.co.uk/news/datablog/2010/nov/29/wikileaks-cables-data#zoomed-picture
Ankara 2. sırada.
29 Kasım 2010 12:01
Ha çökertildi ha çökmek üzere hay allah yapamayacaklar galiba derken Wikileaks belgeleri yayınladı,neredeyse bir ansiklopediyi dolduracak kadar bir külliyat var karşımızda.Ben yayınlandığı andan itibaren okumaya çalışıyorum ve hatta çevirisi üzerine bir çalışmayı ortaklaştırarak yapabiliriz tek başıma altından kalkmam zor.
Yalnız hatırlarsanız aynı site Irak savaşı döneminde de belgeler ortaya saçmış ve savaşın çoğu gerekçelerini yalanlamış nedense kamaoyunda çok geniş bir etkisi olmamıştı hatta bir ingiliz istihbaratçısının Irak savaşının gerekçelerinin yapay olduğunu açıkladıktan sonra katledilmesi bile haberlerde ayrıntı olarak geçiyordu.Tabi bu seferki belgelerin devlet ilişkileri ve kararlarıyla ve hatta niyetleriyle ilgili olması daha fazla taşı yerinden oynatacağı bir gerçek.Daha ilk gün Türkiye bir Azerbaycan şoku yaşıyor,müslüman devletlerin İran ın arkasından çevirdiği işler,Merkel in zekasının sorgulanması;tabi çoğu rapor büyükelçiler tarafından yazılmış daha çok ABD dışişleri bakanlığı kökenli yazıları bulup okumaya çalışıyorum.
Bakalım bu sefer neler tartışılacak, tabi köşelerinde ekmeklerine yağ sürülmüş ve hatta balı da yanına konulmuş ulusalcı komplo teoricilerinden uzak durunuz zira akılda tahribat yaratırlar.
30 Kasım 2010 18:58
JULIAN ASSANGE DÜNYANIN NEDEN WIKILEAKS'E İHTİYAÇ DUYDUĞUNU ANLATIYOR! (dipnot.tv)
Türkçe Altyazılı
http://www.ted.com/talks/lang/eng/julian_assange_why_the_world_needs_wikileaks.html
30 Kasım 2010 19:13
Kardaş; versdiğin linkte altyazı yok, Oda Tv de değil ayrıca. Oda Tv'de belirttiğin başlığı bulmakta zorluk çekiyorum...
30 Kasım 2010 19:29
Videonun altında "Subtitles available in" var. Buradaki listeden Türkçe'yi seçince altyazı geliyor.
Dipnot.tv olacak. Yanlış yazmışım.
30 Kasım 2010 19:30
Yanlış yazmamışım. Benim de kafamı karıştırdın!
30 Kasım 2010 19:42
Altyazılı izleme ihtiyacımız zaten bu dili kıvıramadığımızdan kaynaklandığından sonradan dan dan dan eklediğin yararlı bilgileri her daim paylaşmanın hastasıyız! :)
30 Kasım 2010 21:58
Wikileaks'ten sonra "Megaleaks"!!!
Julian Assange, Amerika'nın ünlü iş dünyası derigisi Forbes'a verdiği röportaja göre, ABD'nin dev bankalarından birinin iç yazışmalarını, 2011'in ilk aylarında faş edecek! Bu defa faş etme düzeyini "magaleaks" olarak adlandırıyor!
Assange, ABD Dışişleri ve Pentagon ile ilgili haberlerin daha küçük bir nanik olduğunu belirtiyor ve o da bir şey mi, siz asıl şimdiki belgelere bakın diyor! Bazı büyük şirketlerin fena mort olacağını, içlerini dışlarına çıkacağını göreceğiz de diyor...
Assange, bu acccaip büYYük şirketlere ait onbinlerce, onbinlerce değil yüzbinlerce, yüzbinlerce değil yüzmilyonlarca(!) belgenin ve süper sıRRRların, canı çeken her müştericiğin, her rakibin ve her kamu denetmeninin görmesi, eliyle dokunup, oooh YA süPPer oldu diyebilmesi için TOKİ sitesine yükleyeceğini DE söylemiş!
Forbes "ahlaki ideolog" demiş bir de Assange'a! Kİ bence mevzuyu indirgemiş...
Bu arada Assange, amacının etik olmayan, hiç de delikanlı adama yakışmayacak olan kararlar ve ekonomik düzeydeki oynaşmaları gözler önüne sererek, insanların dikkatini çekmek, yüreklerinin ince telinden vurmak, keyfe getirmek olduğunu hüpletmiş!
Bu bankalarla ilgili mevzu deli patlayacak, fenomen olacak hatta hataaa krize bilem neden olabilecek diye de konuşmuş, Enron vak'vakası da havada cıva kalacak yanında diyesi de gelmiş miş miş! Benden söylemesi...
Kaynak link: http://blogs.forbes.com/andygreenberg/2010/11/30/is-bank-of-america-wikileaks-next-target/?boxes=Homepagelighttop
Çevirin de bire bir, yayınlayalım gençler! Fena mı olur yani?! Mutaalist; çok boş oturuyosun çoookkk! Yeter AMA!
Selametle...
2 Aralık 2010 20:54
WIKILEAKS'E FELSEFİ YORUMLAR:
http://www.ntvmsnbc.com/id/25156435/
7 Aralık 2010 12:25
Eric Cantona Devrimi! :)
Fransızlar bankalara yöneliyor!
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1031705&Date=07.12.2010&CategoryID=80
7 Aralık 2010 15:08
Assange'a Saldırıya Karşı Saldırı!
Assange'ın hesabını donduran bankanın internet sitesinin şifresi kırıldı!
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1031742&Date=07.12.2010&CategoryID=81